SATA arayüzünün performansını artırma yeteneği, birçok veri merkezinin NVMe’yi benimsemesini sağladı. Kapasiteyi artırmak ve SATA gibi yavaş bir teknolojiyi kullanırken yüksek IOPS ya da düşük gecikme ile performansı artırmak kolaydır. Günümüzün veri merkezlerine bakarsanız, çoğu veri merkezi mimarı, CPU kullanımını artırmaya odaklanmaktadır. Pahalı CPU’larla dolu rafların (çekirdek sayısı ya da ödenen lisans masrafları ne olursa olsun) bulunduğu veri merkezleri, CPU’ları maksimum kapasitelerinin yüzde otuzu kadar düşük seviyelerini bile kullanamazlar.
İçinde Ferrari’lerin dolu olduğu bir sunucu odasını ve bu araçların 30 km/saat hızla sınırlı olduğunu hayal edin. Bu Ford’a karşı Ferrari karşılaştırmasından ziyade kurşunsuz benzinle yüksek oktanlı benzin karşılaştırmasıdır.
NVMe’ler hem aktarım hızlarında hem de hafıza içi tahsisinde önemli bir değişim yaratarak kullanım oranınızı yüzde otuzlardan neredeyse yüzde altmışlara çıkarmanızı sağlıyor. NVMe mevcut altyapıyı kullanarak CPU’ların daha az gecikme ve daha yüksek çıkış ile daha verimli çalışmasını sağlayabilir. Ancak, NVMe’leri kullanabiliyor olmanız gerekiyor. Sınırlamalar arasında mevcut devre kartları ya da geçerli form faktörünüze takılamama sayılabilir. Bu durum daha büyük bir revizyon getirebilir.
Bir SAS tabanlı bir sistemden geçişte, PCIe veri yoluna NVMe SSD’ler takabilmek için bir adaptör kullanmadığınız sürece sunucu mimarisi değiştirilmelidir. SATA ve SAS donanım esaslı ana makine denetleyicilerine kıyasla PCIe arayüzü yazılım tanımlamalıdır ve özel süreçlere daha yüksek verim sağlar. NVMe’nin düşük gecikme ve CPU’nun çoklu iş parçacıklı çalışma yeteneği sağlaması müthiş etkileyicidir.
Şimdi sorabileceğiniz bir sonraki soru, “Şu anda hangisi daha önemli? Tüm arabayı yükseltmek mi yoksa sadece motora ekstra güç kazandırmak mı?”
Çoğu veri merkezi için değişim kademeli olacaktır ve Kingston DC1500M ve DC1000B gibi küçük yükseltmelerle başlayacaktır.