SSD Satın Alırken En Çok Yapılan 4 Hata

#2 - Yanlış Dayanıklılık Aralığı ya da Kullanım Yoğunluğu Seçilmesi

Kimse yıpranmayan bir SSD satın aldığı için işten atılmamıştır. Ancak insanlar tahminlerinde eski yöntemleri kullandıklarından yazma gereksinimlerini fazla hesaplamaktadır: “240GB ve günümüzde 1TB sürücülerde 1DWPD”. Mevcut kurumsal uygulamalar için dayanıklılık aralığının seçilmesi, sistemlerinin BOM maliyetini etkileyebilir.

Ayrıca bazı ortamlar, çok daha fazla okuma ya da yazma yoğun olabilir. Yazmaya göre daha fazla okuma yapan bir uygulamanız varsa (ör. VOD akış hizmeti ya da veritabanı barındırma) ve yüksek yazma dayanıklılığına sahip bir sürücü satın alıyorsanız, aslında ihtiyacınız olmayan bir şey için para ödüyorsunuz demektir. Benzer şekilde yazma yoğun özellikli veri tabanı günlükleme ya da ön bellekleme hizmeti için bir okuma yoğun sürücü seçmek, pek mantıklı olmayacaktır.

Bir sürücünün dayanıklılığı, tam kapasiteye sahip bir sürücüye kıyasla bir aşırı tahsisli (overprovisioned - OP) sürücü seçerken de öne çıkar. 250GB/500GB/1TB gibi yazılı tam kapasiteyi satın aldığınızda performans kaybı yaşarsınız. Sürücü %90 kapasitesine geldiğinde verilerin tamamen silinmesi ve yeniden üzerine yazılması gerekmektedir. Bu durum rastgele okuma/yazmayı ve gecikmeyi etkiler ve performansta önemli düşüşlere neden olur. Bir OP sürücü kullanmak bu silme/yeniden yazma eylemlerinin temiz durumda gerçekleşmesine olanak tanır. Bunun nedeni aşırı tahsis (overprovision) alanında temizlik yapılması ve bunun sonucunda uygulama performansının etkilenmemesini sağlamasıdır.

#4 - SSD’leri İtibarlı Markalardan Satın Almamak

Bir seferinde büyük bir film stüdyosunun sürücülerini, bir yöneticinin ucuz bir seçenek bulması nedeniyle Amazon’dan aldığını duymuştuk. Ancak kurumsal sınıf ürünlerde itibarlı bir markayı satın almazsanız daha az para karşılığında daha düşük özelliklere sahip olursunuz. Amazon’dan ya da diğer bir son kullanıcıya yönelik e-ticaret sitesinden satın alıyorsanız, iyi olmayan bir marka ürünü satın alıyor olabilirsiniz ya da cihazlar tam olarak düşündüğünüz gibi olmayabilir.

Çoğu kanal satıcısı, hatta üreticilerin kendileri, sizin uygulamanız için en iyi seçeneği bulmanıza yardımcı olacak özel ekiplere sahiptir. Bazen bu zaten piyasada satılan bir al-kullan ürün olabilir. Bu ekipler hem size ürünü satabilirler hem de bir sorun olduğunda doğrudan mühendislik seviyesi destek sunabilirler. Bazen de özel bir uygulama için tasarlanmış bir ürüne ihtiyacınız olabilir. Bu durumlarda mühendislerinizin doğrudan üreticiyle iletişim kurması, tam çalışma ortamlarının, veri zorluklarının ve sistemdeki uygulamaya özel kısıtlamaların belirlenmesine yardımcı olur.

Birkaç yıl önce başka bir özel sunucu üreticisi, bir kutuda 24 SSD’den oluşan bir RAID düzeninde ucuz, markasız tüketici sınıfı sürücüler kullanmaya karar verdi. Düşüncesi, sürücüler çok ucuz olduğundan arızalanmaları durumunda arızalı sürücüyü söküp yenisini takmaktı. Bu yöntem ilk bir buçuk yıl işe yaradı ancak sistemlerinde her hafta yedi ile on arası sürücü arızalanmaya başladı. Bir noktada ucuz markasız sürücülerin seçilmesi, kendi kendini başarısızlığa sürükleyen bir durum yaratır. Bunun nedeni tüketici sınıfı sürücülerin bu sıklıkla değiştirilmesinin maliyeti artırmasıdır.

Şirket o zamandan sonra Kingston’ın kurumsal sınıf sürücülerine geçiş yaptı ve uzun ömürlülük, performans ve Kingston’dan doğrudan desteğin avantajlarını hemen görmeye başladı. SSD sağlayıcısıyla bir mühendislik iletişim yoluna sahip olmak, sorunların hızla düzeltebileceğine güvenmelerini sağlarken aynı zamanda sürücünün üretimi durdurulursa, sürücü geri çağırılırsa ya da yeni bir nesil çıkarılırsa tedarik sorunlarını önlemektedir.

SSD’lerin seçilmesinde yapılan yanlışları öğrendiğimize göre bunlardan kaçınmak için elimizden geleni yapabiliriz. Her zaman piyasada satılan bir ürünü alıp kullanabilirsiniz ancak gereksinimlerini anlamaya ve daha sonra bu gereksinimlere uygun doğru SSD’yi aramaya vakit ayırmak, uzun vadede her zaman sizin için daha yararlı olacaktır.

#KingstonIsWithYou